RSS2.0

SAMSATLI LUKİANOS (M.S. 120-180)

Samsatlı Lukianos 120-180 yılları arasında yaşamış Yunan dili ile yazmış nükteli ve alaycı doğası ile tanınan ünlü Süryani filozof ve edebiyatçıdır. Her ne kadar Yunanca eserler vermiş ve Yunan Kültürü’ne ait olarak görünmekte ise de ana dili Yunanca değil Süryanice’dir.

Image Hosted by ImageShack.us

2‘ci yy’da yaşamış olan Lukianos bugün Süryanice “Güneş” yani Şamişat anlamına gelen samsat'ta doğmuştur.
Şamişat’ta yetişen ünlü Süryaniler’den olan Lukianos Roma İmparatoru Hidrianus’un egemenliği döneminde, MS 125 yıllarında doğmuştur. Orta halli işçi bir ailenin oğlu olan Lukianos ön eğitimini gördükten ve okuma yazma öğrendikten sonra hayatının erken dönemlerinde Baba mesleğini devam ettiren heykeltıraş dayısının yanında çalışmaya başlamıştır. Heykeltıraşlıktan bir süre sonra sıkılarak ayrılan Lukianos İyonya’da (günümüzde Ege bölgesi) eğitimine devam ederek Yunan dili ve kültürünü öğrenmiş, özellikle Homeros ve Platon’un eserleri üzerine çalışmıştır.

Eğitiminin sonrasında bilmediğimiz bir süre boyunca Roma İmparatorluğu sınırlarındaki üç büyük kentten biri olan Antakya’da avukatlık yapmıştır. Bu dönemin ardından Atina’ya giderek sofistik-bilgici felsefeyi benimsemiş ve sofist olmuştur. Diğer sofistler gibi hatip olarak halka açık konuşmalar yaparak dersler vererek kent kent dolaşmıştır. Yunanistan’dan sonra İtalya ve Galya’ya( günümüzde Fransa) gider. O zamanın sofistleri kent kent dolaşıp konferans veren ve bununla da epey para kazanan adamlardır. Arada, bir göz hastaligi yüzünden Roma'ya gitmis, orada filozof Nigrinos'la tanışmıştır. Yunanistan'a döndükten sonra tekrar konferanslarına devam etmiş, birçok yer dolaşmış parasını biriktirdikten sonra Samsat'a, anayurduna uğramıştır.

Retorikçi olarak yetişmiş olan ve mükemmel bir retorikçi olan Lukianos 2. yy.ın ikinci yarısında Atina’ya yerleşir. Burada kalması onun Yunan dili ve edebiyatı ile ilgili bilgi dağarcığını daha da genişletmesini sağlar.

Image Hosted by ImageShack.usMükemmel bir retorikçi olan Lukianos II. yy'ın son yarısında Atina'ya yerleşir. Burada Yunan dili, edebiyatı ve güncel yaşamına tam vakıf olur.

Bu erken Atina döneminde Lukianos sofistlikten ve sofistlerden igrenmis, felsefeyle, daha dogrusu ahlakla ugraşmaya başlamıştır. Hatipliği bırakarak dönemin Helenistik entelektüel yaşamı ve eğilimleri hakkında eleştirel, hayal ürünü, nukteli ve alaycı eserler kaleme almaya başlar. Zamanın felsefe ve ahlak çığırlarını eleştirir, bu yüzden hemen bütün filozofları, en çok Köpeksileri kendisine düşman eder. Bununla da kalmaz, hala varlığını sürdürmekle birlikte hızla itibar, inanlı ve popülarite kaybeden Yunanistan’ın mitolojik paganizmini sert dille eleştirir.

Bu eserlerini (daha doğrusu eserlerinin önemli bir bölümünü) hayali diyaloglar veya Menippos’un şahsında işlemiştir. Lukianos’un eserleri anlaşılan sofist bir hatip olarak kazandığı ün ve şöhretin devamını sağlamıştır.

İyi gelirli bilgici hatiplikten ayrıldıktan sonra ekonomik sıkıntıya düşer. Bu arada bir göz hastalığı sebebiyle daha önce gittiği Roma’da tanıştığı kişi sayesinde İskenderiye’de bir devlet görevi elde eder. Bu dönemden sonra MS 192 yılında 67 yaşında vefat ettiği düşünülmekle birlikte İskenderiye’de mi yoksa Atina’da mı vefat ettiği bilinmemektedir.


ESERLERİ

Image Hosted by ImageShack.us

Ünlü bir filozof ahlakçı olmakla birlikte günümüze 80’i aşkın eser bırakmıştır. Eserlerinden seçmeler batıda ilk olarak 1499 yılında Floransa’da basılarak yayınlanmıştır.

Başlıca eserleri “Tanrıların konuşmaları”, “Deniz konuşmaları”, “Ahrete varış” “Öbür Dünyada Konuşmalar”, “Yaşanmış bir öykü”, “Tarih nasıl yazılmalı?”dır.

Lukianos eserlerini insan ruhunun bayağı, kötü yanlarını eleştirmek, mitolojik Yunan dininin saçmalığını, anlamsızlığını göstermek için yazmıştır. Eserlerindeki kolay anlaşılırlık ve akıcılık eserlerinin çok derin olmamasının yazarın kabiliyeti ile ilgili olmadığını, anlaşılırlığını ve okunulurluğunu arttırmak için bilerek yapıldığını gösterir. Zaten Lukianos’un amacı insanları eğlendirecek bir solukta okunacak sıkmayacak eserler üreterek insanları eğlendirmek, güldürürken düşündürmek ve bilgilendirmektir. Bu açıdan “Sanat insan içindir” görüşünün çağındaki en önemli belki de tek temsilcisidir.

Tanrıların konuşmaları ve deniz konuşmalarında Lukianos ilkçağ Yunan mitolojik dini ile ve tanrıları ile alay eder. Eserlerinin büyük bir bölümünü yazdığı diyalog-söyleşim üslubu daha okunabilir akıcı ve zevkli bir nitelik kazandırmıştır. Bazıları tarafından sert olarak bulunabilinecek düşüncelerinin ifadesi için özellikle bu yolu seçmiştir Lukianos. Sokrates ve Aristoteles gibi filozofların, Homeros ve benzeri tarihçilerin, İmparator İskender’in, Yunan mitolojisinin büyük tanrısı Zeus’un konuşulamayan kötü özelliklerini bir doğulu ustalığı ile eleştirerek gözler önüne serer. Kısacası Lukianos kral çıplak der eserlerinde.

“Ahrete varış” ve “Öbür dünyadan konuşmalar”’da Lukianos ölüleri kendi aralarında konuşturmuştur. Geçmiş asırların önemli şahsiyetlerini eski özelliklerinin kalmadığı herkesin eşit olduğu ölüm ülkesinde dillendirmiştir. Dünyanın ve zevklerinin gelip geçiciliğini orada anlamış olanlar ile köpeksi (knik) filozof Menippos’un ağzından konuşarak hepsi ile alay eder ve eleştirir.

Samsatlı Lukianos döneminin en ünlü yazar ve eleştirmenlerinden olup bilimkurgu alanında edebi eserler veren ilk yazar olma ayrıcalığına da sahiptir. Lukianos’un en ünlü eserlerinden olan “gerçek bir öykü” (Türkçeye yaşanmış bir öykü olarak çevrilmiştir.) Dünya edebiyat tarihindeki ilk bilimkurgu türündeki eser olarak bilinmekte ve ayrı bir önem taşımaktadır. İğneleyici üslubunu burada da sürdüren yazar 50 yiğit adam ile uzak diyarları keşfetmek için çıktığı deniz yolculuğunu bu yol boyunca başlarından geçen olağanüstü hayali olayları, gördükleri hayali varlıkları anlatır. Zamanının en hızlı teknolojik aracı olan gemi ile nasıl aya çıktıklarını, ayda var olan yaşamı ve ay canlılarının güneşte yaşayanlarla olan savaşını anlatarak devam eder. Dünya dışı yaşamdan ve dünya dışı evren ile ilgili bu yapıt sayesinde Lukianos edebiyat tarihindeki ilk bilimkurgu yazarı olarak tanınmıştır. Eserinin önsözünde döneminin filozofları ve diğer yazarlarının akıldışı ve abartılı anlatılarını eleştirerek göndermelerde bulunur ve eseri hem onlara nispet olarak hem de insanları eğlendirmek için yazdığını belirtir.

“ ...Feylesoflara bak: onlar bile sıkılmadan uyduru uyduruveriyorlar! Ben asıl başka bir şeye şaşıyorum: o yazarlar attıkları anlaşılmayacak da dediklerine inanılacak mı sanıyorlar? Her neyse, bende onlara özendim, gönlümde bir ün salma dileği uyandı, gelecek yüzyıllara benden bir şey kalsın dedim. Yalan söylemek özgürlüğü olduktan sonra ona bende asılanmak istemez miyim? Başımdan anlatılmaya değer bir şey geçmedi, olsun. Yalanda mı yok? Ama benim yalan söyleyişim ötekilerinin ki gibi değildir; ben yüzümün akı ile yalan söylerim; hiç değilse onlar gibi doğrucu olduğuma inandırmaya kalkmıyorum. Ta baştan bildiriyorum, yalandır benim anlattıklarım...”

Bir başka eseri olan “Tarih Nasıl Yazılmalı”’da ise yine döneminin taraflı abartılı yalan yanlış tarih yazımlarına ve yazarlarına eleştiride bulunur. Bu eserinde ise diğerlerine göre daha nüktesiz bir tavır işlemekte ve şu sözleri ile eserini tamamlamaktadır: “İşte böyle yazılmalıdır tarih. Tarihçi kendini doğruya bağlamalı, çağdaşlarına yaranmaya çalışacağına gelecekten umut beslemelidir. Gerçek tarihin kuralı yasası işte budur. Bu benim dediklerime uyan olara ne mutlu bana: yararlı bir iş görmüş ayılırım; uyan kimse çıkmazsa, ne yapayım...” Homeros eve benzerleri eserlerinde yalan söylemiş abartılı hatta hayali açıklamalarda bulunmuşlardır. Sonuç olarak Lukianos, özgün üslubu ve gerçekçi düşünceleriyle 18 asır sonra bile halen sevilen ve okunan bir yazar olma özelliğini korumaktadır.

SEÇİLMİŞ KAYNAKÇA:
- Samsatlı Lukiyanos seçme yazılar, Çeviren: Nurullah Ataç K kitaplığı-İst-2002
- Türk Süryaniler Tarihi, Hori Episkopos Aziz Günel - Diyarbakır 1970
- Süryaniler; P. Emanuel Aydın, Viyana, 1982
- Lucian of Samosata : Introduction and Manuscripts, Introduction by A.M. Harmon, 1913, Published in Loeb Classical Library, 9 volumes

0 yorum :